PR’IN TARİHİ İNSANLIK KADAR ESKİ
İnsanlar, uzun yıllardan beri halkın dikkatini çekmek ve onları harekete geçirmek için PR’ı ve içerik pazarlamasını kullanıyor. Peki bu iş tarihte ne kadar geriye gidiyor? 100 yıl, 200 yıl? Dünya tarihindeki ilk PR çalışmalarının tarihini öğrendiğinizde eminiz ki çok şaşıracaksınız!
Halkla ilişkiler modern biçimini 20. yüzyılın başlarında almaya başlasa da bu sektörün ortaya çıkışı çok daha eskilere dayanıyor. PR’ın ilk kayıtlı kullanımı, hükümet işleri hakkında halkla iletişim kurmak için kullanıldığı Yunanistan’daydı. Roma’da halkla ilişkiler, yönetici sınıfa destek oluşturmak ve Roma’nın imajını iyileştirmek için Orta Çağ boyunca da monarşiler ve kilise yetkilileri tarafından halka iletilen mesajı kontrol etmek için kullanıldı.
İLK PR FENOMENLERİ
Peki, dünya tarihinde ilk halkla ilişkiler uygulamalarının MÖ 50 yılına kadar uzandığını biliyor musunuz? Bu tarihte Julius Sezar, Romalıları kendisinin en iyi devlet başkanı olacağına ikna etmek için askeri başarılarını bilinen “ilk siyasi kampanya biyografisinde” kamuoyuna duyurdu. Ki söz konusu belge dünyanın ilk kamu bülteni olarak kabul edilir. Bu uygulama zaman içerisinde oldukça etkili oldu ki bugün dahi siyasi adaylar tarafından sıklıkla kullanılıyor.
En güçlü PR profesyonellerinin yükselişinden önce, PR sektörünü etkileyen ve şekillendiren bazı kadim kişilikler vardı. Peki, bahsetmeye değer ilk PR fenomenleri kimlerdi?
- Ptah-Hotep (M.Ö. 2200), insanlarla iletişimin önemine odaklanan Ptah-Hotep’in Özdeyişleri adlı kitabını yazan bir Mısırlı edebiyatçı
- Batı felsefesinin kurucularından Sokrates (M.Ö. 470-M.Ö. 399), etkili iletişimin gerçeğe dayanması gerektiği görüşündeydi.
- İkna etme ve kamuoyunu şekillendirme sanatını ele alan Retorik adlı eseriyle tanınan Aristoteles (M.Ö. 384 – M.Ö. 322).
HER MESLEĞİN ÖNCÜLERİ BULUNUYOR
Halkla ilişkiler sektörü, halkla ilişkilerin önemli bir meslek olarak temellerini atan öncüleri ve önemli olayları olmasaydı bugün bulunduğu noktaya gelemezdi.
Yolculuğun başlangıcı Johannes Gutenberg’in matbaayı icat ettiği 1440 yılına dayanıyor. Bu gelişme propagandanın, gazetecilik faaliyetinin ve kitaplar, broşürler vb. gibi basılı materyallerin aniden yaygınlaşmasını sağladı.
Yaklaşık 140 yıl sonra (1584’te), Sir Walter Raleigh biraz reklam yapmaya karar verdi ve daha fazla yerleşimciyi ikna etmek için Roanoke Adası’nın güzelliği hakkında İngiltere’ye raporlar gönderdi. Çabalarına rağmen, girişimi başarılı olmaktan uzaktı çünkü arazinin bataklık olduğu ortaya çıktı.
1773’te “Propaganda Ustası” olarak kabul edilen Samuel Adams, Devrim Savaşı için halkla ilişkiler düzenledi ve 3 yıl sonra Thomas Paine, insanları eşitlikçi bir hükümet için savaşmaya teşvik eden Common Sense adlı broşürü yazdı. Amos Kendall, Başkan Andrew Jackson’ın basın sekreteri olduğunda (1820), halkla ilişkilerin bir kariyer haline gelmesini sağlayan kişi olarak hızla kabul edildi.
Basil Clark, 1924 yılında İngiltere’nin ilk halkla ilişkiler ajansı Editorial Services’ı kurarak ilk halkla ilişkiler uzmanı olarak kabul edildi.
Gazeteci Ivy Lee 1903’te John Rockefeller’ın danışmanı olarak çalışmaya başladığında PR bir meslek haline geldi. Tanıtım uzmanı, kömür madenlerindeki bir dizi grevin neden olduğu bir krizden sonra Rockefeller’ın itibarının artmasından sorumluydu. Ivy Lee’nin ayrıca ilk basın bülteninin yazarı olduğuna inanılıyor.
Halkla İlişkiler alanındaki en önemli isimlerden biri, Halkla İlişkilerin Babası ve etkili “Propaganda” kitabının yazarı Edward Bernays’dir. Sigmund Freud’un yeğeni olan Bernays’in halkla ilişkiler stratejileri, amcasının davranışsal psikoloji teorilerinden büyük ölçüde etkilendi. Edward Bernays, II. Dünya Savaşı sırasında hükümetler tarafından kullanılan siyasi propagandanın, şirketler tarafından da müşteri ve tüketiciyi daha incelikli bir biçimde etkilemek için kullanılabileceği görüşündeydi.
İş adamı Henry Ford, 1930’lu yıllarda şirketini tanıtmak ve satışlarını artırmak amacıyla halkla ilişkiler araçlarını kullanmaya başladı.
Görüldüğü gibi, halkla ilişkilerden anlamlı bir meslek olarak bahsedebilmemiz, ancak yeni yaklaşımları denemeye cesaret eden çok sayıda insanın çabasıyla mümkün olabildi.